Bir bayram sabahıydı. Bayramın ilk günü. İlham Bey’ler yine dairesinde bir başına vakit geçiriyordu. Sahip olduğu vakti bekleyerek harcıyordu, cömertçe. Kapısı çaldı saat tam 10:12’de. Kapının sesini duyunca *berhudar oldu. Usulca doğruldu beklediği yerden ve kapıya doğru yürüdü.
– Geliyorum!
Aynı gün. Saat 10:47. Saygı Nine, elinde gümüş kaplı aynası ile sallanan sandalyesinde oturmuş; ay parlaklığındaki beyaz saçlarını tarıyordu. Zaten her gün azalan saçlarını bir gün bile taramazsa hemen karışıveriyorlardı. Tam bu sırada kapısı çaldı. Kapının sesini duyunca *berhudar oldu. Usulca doğruldu beklediği yerden ve kapıya doğru yürüdü.
– Geliyorum!
Apartmanın en üst katında, 5. Katta oturan İlham Bey’ler; apartmanın giriş katında oturan Saygı nine ile yaklaşık 16 yıldır çok iyi komşudurlar. İkisinin de fazlasıyla ortak noktaları vardır. İkisi de yalnızdır. İkisinin de kaybı çoktur. İkisi de içlerinde oldukça berhudar insanlardır ve ikisi de 2.katta oturan Nazife Teyze’nin kızı Gece’yi çok severler.
İlham Bey, kapıyı açtı. Gece’nin o sevimli yüzünü görünce yüzüne mutlak bir gülümseme hakim oldu.
“Bayramınız mübarek olsun İlham Bey amca!” dedi Gece. Ve elini öptü İlham Bey’in.
Bayram şekerini alan Gece, bir de güzel dilek kaptı hemen oracıkta.
– Berhudar ol, Gece.
Saygı nine, kapıyı açtı. Gece’nin afacan yüzünü görünce mutlak bir gülümseme hakim oldu yüzüne. Gamzesi belirdi epeyce.
“Bayramınız mübarek olsun Saygı nine!” dedi Gece. Ve elini öptü Saygı Nine’nin.
Bayram şekeriyle çantasını dolduran gece, dilek çantasını da doldurmuştu aynı zamanda; Berhudar ol Gece’lerle.
Herkes Geceye bakınca başka bir şeyler gördü ama herkes berhudar oldu Gece’nin gelişine, el öpüşüne.
Apartmandan çıktı Gece, diğer kapıları çalmak, “berhudar” etmek ve “berhudar” olmak için.
Bu yaşlarda “Berhudar ol!”ları biriktirip, İlham Bey’lerin, Saygı Nine’lerin yaşına geldiğinde kapısını çalanlara satmak için çalabildiği bütün kapıları çaldı o bayramda Gece.
…