Modern Kafalar Gazoz Kapağın Hikayeler
Benzer Yazılar
Evrenin özeti olabilecek bir kelime, değişim. Peki bu kavram ne demektir? Basit bir tanımlama yapmak gerekirse; değişim, bir süreç içerisindeki değişikliklerin tümü diyebiliriz. Bu kavramı birçok farklı konuya uygulayarak kullanabiliriz ancak davranışlarımızın çoğunun sebebini fikirlerimiz olarak düşünürsek, asıl incelememiz gereken konunun fikirsel değişimlerimiz olması daha uygun olacaktır.
Hemen hemen her insan hayatının bir anında Antik Yunan filozofu Herakleitos’un ‘Bir nehirde iki kez yıkanılmaz’ sözünü duymuştur. Bu sözü, ‘her şey akar ve gider’, ‘değişmeyen tek şey değişimin kendisidir’ kalıplarıyla da duymuş olabilirsiniz. Nihayetinde kelimeler değişse de, bu üç cümle aynı mantığı anlatmak için kurulmuşlardır. Neden bir nehirde ikinci kez yıkanamayız? Biz farketmiş veya farketmemiş olabiliriz fakat zaman, mekan ve biz değişmişizdir. Artık nehir aynı nehir değil, zaman aynı zaman değil ve biz aynı biz değilizdir. Zaman ve mekanın fiziksel kurallara göre değiştiğini kavrayabilmemiz belki de kolay olacaktır fakat bizdeki değişiklik? Asıl derinliğine inmemiz gereken meselenin burda yattığını düşünüyorum. Çünkü kendimizi tanıdığımız, yaşadıklarımızın nedenini anlamlandırdığımız zaman artık neyi istediğimizi bilecek olmamız, değişimin kendiliğinden geleceğinin sinyallerini veren bir erdemdir.
Doğduğumuzdan itibaren farklı deneyimler, farklı fikirler öğrendik ve bundan sonra da öğrenmeye devam edeceğiz. Genetiğimizden DNA’mıza gelen bilgilerle birlikte, fikir ve deneyimlerimiz dünyaya bakış açımızı oluşturdu ve artık birer bireyiz. Peki size hiç değiştiğinizi söyleyen oldu mu? Aile bireylerinizden herhangi biri, eskiden gelen bir tanıdığınız, herhangi bir arkadaşınız? Sizi en son 10 yaşında görmüş bir kimse, sizi 20 yaşında gördüğünde, değiştiğinizi söylediğinde, muhtemelen bunu fenotipinizle ilgili söyledi ve bu söz sizi memnun eden bir anlam kazandı. Ancak fikirleriniz değiştiği için size değiştiğinizi söyleyenler neden sizi kötü etkiledi? Yargılanmayı kimse sevmez tabii ki fakat kendi değişiminizin değerini bilmeniz sizin kendinizi bilmeniz, hatalarınızı veya doğrularınızı anlamlandırabilmeniz demektir. Değiştiğinizi farkettiğinizde aklınıza ilk gelecek şeylerin; artan bilginiz, çoğalan deneyimleriniz, genişleyen ufkunuz olması gerekir. Çünkü artık bir gelişim kaydetmişsinizdir ve bu önemli olsun veya olmasın farkedilmiştir. Siz artık geçmiş zamanınızdaki herhangi bir anınızdaki gibi değilsinizdir. Bundan dolayı size değiştiğinizi söyleyen kimseye teşekkür etmeniz gerekir.
13.5 milyar yaşındaki evren, 4.5 milyar yıl yaşındaki Dünya, sizce bu kadar yıl aynı kalmış mıdır? Dünya başta sıvımsı ve yaşam barındırmayan bir durumdayken, artık katı halde ve 7.5 milyar insana ev sahipliği yapıyor. Bizler de tıpkı Dünya gibiyiz, doğada gerçekleşen farklı reaksiyonlar sonucunda oluşmuş varlıkların evrimleşmiş hallerinden başka bir şey değiliz. Yani biz doğanın kendisiyiz. Bedenlerimizin evrimleşip günümüzdeki halimize gelmesi gibi biz de fikirlerimizi, bakış açılarımızı geliştirebiliriz. Ünlü filozof Friedrich W. Nietzsche, ‘Sabit fikir, sahibini hapseder.’ derken aslında bu doğamızı bozmamamız gerektiğini, gelişimimizi engelleyen şeyin sabitliklerimiz olduğunu anlatmak istemişti. Varoluş yolunda atalarımız farklı şeyler denemiş olmasaydı biz, biz olur muyduk? Değişim düşünmekten gelir, değişin ve varolun.
Sevgilerle Anıl BOZKURT..
