Mutlu Olmak İçin Yapmanız Gereken 10 Şey

1 Yorum 606 İzleme

Benzer Yazılar

Yıllardır süre gelen bir sorudur aslında “Nasıl mutlu olunur?“.

Kimler geldi geçti, kimse asıl cevabı bulamadı. Mutlu olan da vardı ama belki anlatamadı.

Mutluluk ulaşılması gereken bir yer değil, yolculuğun kendisi belki de. Belki de mutluluk sadece o küçük mutlu an’ların toplamından ibaret. O halde sizde ne kadar çok mutlu an biriktirirseniz kendinize o kadar iyi.

İşte size mutlu olmak için 10 tavsiye..

1. Azaltın!

Üzerinizdeki fazlalıklardan bir kurtulun öncelikle.

Yediğiniz yemeği, yemeğe attığınız tuzu, çaya attığınız şekeri, kullandığınız eşyaları, harcadığınız parayı, boş yere geçen vaktinizi, dedikodu yaptığınız zamanları, gözyaşlarınızı, kuruntularınızı, alkolü, en yakın arkadaşlarım dediklerinizi, kıyafetlerinizi, ayakkabılarınızı, sıktığınız ağır kokuları, bilgisayar başında harcadığınız vakti, telefonla uğraştığınız süreyi, gereksiz yere konuşmayı, küfür etmeyi, beklentilerinizi…

2. Çoğaltın!

Sevdiğiniz size iyi gelen müzikleri, içtiğiniz suyu, çocuklarla geçirdiğiniz vakti, teşekkür etmeyi, selam vermeyi, özür dilemeyi, mazur görmeyi, alttan almayı, umursamamayı, çıktığınız gezileri, fotoğraf çekmeyi, okumayı, yazmayı, size iyi gelen her şeyi..

3. Bir takım tutun!

Vaktinize, nakdinize, aklınıza fikrinize, çenenize zarar verse bile bir futbol takımı taraftarı olun. Hoş ülkemizde futbol ile ilgilenmeyen sayısı avuçla sayılacak kadar ama bahsettiğim onlar değil.

Gerçek bir taraftan olun. Sevinmek için sevmeyin. Maça gidip bağırın. Tezahurat yapın. Maç öncesinde stat önünde köfte ekmek yiyin.

4. Tuvaletinizi tutun!

Evet sıkıştığınız zaman tutun tuvaletinizi. Biraz daha, biraz daha.. Dayanabildiğiniz kadar tutun ve sonra yaydan çıkan ok misali koşun tuvalete. Ellerinizi yıkarken bir düşünün; sıkışmaya başladığınız andan bu ana kadar tek derdiniz neydi? Artık o da kalmadı. Mutlu olun.

5. Bakış açınızı değiştirin!

Dertsiz insan yoktur. Herkesin bir derdi vardır. Ne kadar zengin olursa olsun, ne kadar güçlü olursa olsun derdi olmayan insan yoktur. Değişen tek şey dertlerin rengidir. Eğer neden benim böyle bir derdim var noktasına takılı kalırsanız ilerleyemezsiniz. Hemen kabul edin derdinizi ve çözüm aramaya başlayın. Çözüm odaklı olun.

Dert sizin kafenize uğrayan bir müşteri ise sorun asıl soruyu; ” Ne vereyim abime ? ” aldoshoes.com/survey

Üstelik dert, sıkıntı, tasa sizi ayakta tutar, dinç tutar. Tıpkı soğuk gibi.

Soğuğu çoğu kimseler sevmez ama sabah aldığınız soğuk duş sonrası enerjik, uyanık, zinde halinizi hatırlayın. Ya da hemen şimdi kalkın soğuk bir duş alın. Hadi.

Ayılmazsanız, biz buradayız.

6. Bencil olun!

İnsanlardan bir şey beklemeyin. Bir şey yapıyorsanız kendiniz için yapın. İstediğiniz için yapın. Karşılık beklemeyi bırakın. Kimse size karşılık olarak bir şeyler sunmak durumunda değil. Aynı şekilde siz de onlara karşı bir zorunluluk içerisinde değilsiniz.

Düşmekten korkarsanız yürümeyi öğrenemezsin. Selam ver, mesaj at, sevdiğini söyle.. Gerisi onların problemi.

Sen sadece yap gitsin. Sonra onlar düşünsün.

7. Gerektiği kadar çalışın!

İşinizi sevin ya da sevmeyin, farketmez. Farkeden şey fazla çalışmanız. Gerektiği kadar çalışın. Kendinize bir bitiş noktası belirleyin her gün. O çizgiye ulaştığınız da bırakın kalemleri kağıtları.

Yarının işini bugünden yapmayın ki yarına da işiniz kalsın.

8. Kuşlara bir kıyak yapın!

Pencerenizin önüne buğday, şehriye, ekmek kırıntıları.. koyun. Zamanla misafirleriniz olmaya başlayacak. Sizi düşünen, sizi bekleyen, sizi önemseyen, her gün belirli saatlerde size gelen misafirler. Bir gün onları aksattığınızda camınızı tıklatacak misafirler.

9. Unutun!

Hemen kalkın şimdi geleceğe bir not yazın.

Bugün günlerden salı. Canım sıkılıyordu ve bu fikir bana bir modern kafadan tavsiye. Bu notu bulduğun zaman hemen internete gir ve O‘na bir yorum yaz.

Notunuzu alın kütüphanenizde bir kitabın arasına yerleştirin. Notu günler, aylar belki yıllar sonra bulduğunuz da yüzünüzdeki gülümsemenin adı işte mutluluk.

Cüzdanınızdan kağıt para alın, dolabınızda bekleyen bir elbisenin cebine koyun. Sonra unutun gitsin. Bir gün yolda yürürken elinizi cebinize attığınızda, aman tanrım o da ne!

Not! Annenizin ceplerine bakmadan yıkama ihtimali bulunan bir elbise tercih etmeyin.

Buradan bütün annelerimizin ellerinden öpüyoruz.

10. Islık çalın!

Çok sevdiğiniz bir şarkıyı ıslıkla çalmayı öğrenin. Elinizi cebinize sokun ve ıslıkla o şarkıyı çalarak devam edin. Şarkının sözleri aklınızda, tınısı kulaklarınızda dönerken bir düşünün ilk gittiğiniz sinema filmi hangisiydi?

Islık kesmiyorsa korkmayın kendiniz söyleyin şarkıyı. Korkmayın dünyanın en güzel sesi kendi sesinizdir. Kime ne? Öyle değil mi?