Rüzgarla yeni tanıştığım zamanlardı. Babam bana bisiklet almıştı sonunda. Koşarken de yarattığınız hava akımı sonucunda hissettiğiniz bir rüzgar olur ama bu çok başka. Bir bisiklet ile havayı yararak sanki ışık hızı ile sürdüğünüz bir uzay mekiği misali yarattığınız rüzgardan bahsediyorum.
Bisiklet sürmek zor iştir, öğrenene kadar. Denge önemli konu. Kolay değil hayatınızda ilk defa iki tekerlekli bir alet kullanacaksınız. Başlarda destek alırsınız ama sonrasında dengeyi kurduğunuzda artık gözünüz kapalı gidebilirsiniz.
– Gözünüz kapalı mecazi anlamdadır. –
Dengeyi kurduğum zamanlardı. Rüzgarla tanıştığım zamanlardı. Rüzgarın yüzümü okşaması hoşuma gidiyordu. Ben hızlandıkça rüzgar bana daha fazla ilgi gösteriyordu.
Bizim oranın çıkmaz sokakları meşhurdur. Çok fazla çıkmaz sokak vardır. En iyi çocuklar bilir bunu. Bulunduğumuz semt zaten yapısı itibari ile şehrin çıkmaz sokağıydı en başta.
Bisikletimle gezinirken bir yandan da ellerimi bırakıyor ve rüzgarla şakalaşıyordum. O sırada keşfettim ufak bir çıkmaz sokak.
Biraz sert ama kısa bir yokuş ile başlayan çıkmaz sokak, yokuş biter bitmez kısa bir mesafenin ardından yaklaşık iki katım uzunluğundaki bir duvar ile son buluyordu. Sokağın sol tarafında bir bina ve ufak bahçesi vardı, diğer tarafında ise yine düz bir duvar.
Yokuşu tam karşıma aldım. Olabildiğince geri gittim. Pedala asıldım ve hızlanabildiğim kadar hızlandım. Ben hızlandıkça rüzgar yüzüme yüzüme esmeye başladı. Nasıl mutluydum.
Dengemi sağlayabiliyordum ve rüzgar gibi iç gıdıklayan bir arkadaşım vardı.
Yokuşa geldiğimde hızım normalde erişebileceğimin yaklaşık iki katına kadar çıkmıştı. Sanıyordum ki bu hızla yakaladığım rüzgar beni kanatlandıracak ve direk uçuş moduna geçeceğim.
Öyle olmadı elbette.
Yol bittiğinde kendimi duvarda asılı buldum. Denge ve rüzgardan sonra hız, etki-tepki gibi kavramları da tam o anda öğrendim. Ve birde duvarın içinden ne kadar hızlı olsam da geçemeyeceğimi.
Bu vaka ile birlikte rüzgarla olan ilişkimizi bir üst seviyeye çıkarmış olmalıydık ki Rüzgar birden ete kemiğe büründü. Hatta o kadar ki; ambulans hemşiresi olmuş, gelmiş beni bulmuş ve duvar ile temasım sonucunda oluşan kafamdaki yarayı iyileştirmeye çalışıyordu…
*** Hayat önce size oynama fırsatı sunar, sonra oynadığınız için sizi cezalandırır. ***