Saat 12:14 – Elbette Madam Maria. Elbette kirayı bu ay istediğiniz gibi getirip elden teslim ederim. Madam Maria. Han’ın bulunduğu dükkanın sahibi. Han benim ama dükkan O’nun. 77 yaşında. Saçları beyaz ve kısa. Boyu 1.57. Gözleri siyah. Tahmin edeceğiniz gibi bir Türk ve bir Müslüman da değil. Yıllar önce gönlünü …
Dahası »Soğuk Limonata [Kıssahan]
Soğuk limonata tadında bir hava vardı o gün. Handa tek eksik masalar ve sandalyeler kalmıştı. Onlar da hazır aslında ama benim boyamamı bekliyorlardı. Birçok masa ve sandalye beni bekliyordu. Kasabanın çocuklarını topladım, boya kovalarını da yanlarına bıraktım. Ellerine de birer fırça. Tek renk seçme hakkı tanıdığım çocukları masalarla baş başa …
Dahası »Hoş Geldiniz [Kıssahan]
Gelin gelin, oturun. Bir sandalye çekin kendinize. Soluklanın biraz. Yoruldunuz bu yaşınıza kadar. Bir molayı hak ettiniz. Hem benim de anlatacaklarım var. Ben kim miyim? Ben aslında senim. Kafanın içindeki o ipe sapa gelmez tuhaf düşüncelerim. Kiminin baskın çıkıp bilinçaltı boşluğuna ittiği, kiminin kendini çok kaptırıp dünyadan uzaklaştığı, kiminin ise …
Dahası »Kıssahan – Anlatacaklarım Var! [Önsöz]
Yer: Soğukgöl Kasabası Mekan: Han Kafe Hava: Soğuk Limonata Tadında Zaman: Eski Zaman Ben: Kıssahan Kasabanın en işlek caddesi üzerinde ve en işlek bu caddenin en sakin köşesinde bir kafe. Girişinde ufak bir tabelada sadece HAN yazan, hancıların soluklanma durağı! Gökyüzü mavisi renginde ahşap panjurlu bir cam, yine aynı renkte …
Dahası »Ekim Sabahında Cinayet [Bölüm 3]
Sıkıntıyla tütünü poşetine, pipoyu da arka cebime tıktım. Bir sigara yaktım. Merdivenleri sayana kadar yarısını bitirebiliyordum. Kasvetli dama çıkan yosunlu, paçoz merdivenler Rüstem’in çay ocağından geçerdi. Çay ocağının yanında sobalı bir oda da bekçiler için mevcuttu. Rüstem haftada iki üç gün bekçilik de ederdi. Ellili yaşlarında olsa gerekti. Adana’da aşiretleri …
Dahası »Ekim Sabahında Cinayet [Bölüm 2]
Hesaplı kahvaltının verdiği keyif, Rauf Bey’in tedirginliğine karışınca bir kahve içmek isteyen ben, ruh-i dengesizliğini huriyi görmesiyle adımlarına yansıtan Kenan’ı dürttüm. Rauf Bey’den günlük öğütlerimizi can kulağıyla işitip, beynimize nakış gibi işledikten sonra kafası karışık iki hoş bayanı ilgili yerlere yönlendirmiş, iç rahatlığıyla – ben sütlü, Kenan koyu – kahvelerimizi …
Dahası »Ekim Sabahında Cinayet [Bölüm 1]
Bu satırları yazarken, keskin bir şekilde meşe ve son derece ağır, cilalı çalışma masamın üzerine vuran ışık huzmesini bir o kadar keskin, siyah ihtiyar gözbebeklerimle takip ediyordum. Gözlerim sefil ve bir o kadar parlak huzmeye iştirak eden pek hoş manzaralı penceremde durakladı. Değişmiş yaşamların ve mazinin son sürat zihnime izinsiz …
Dahası »Zamane Yolcusu [Bölüm 1]
Ben Sade. 27 Yaşındayım. Sadece 27. İçimde ki 7 yaşında ki çocuk beni terk edeli tam 185 gün 8 saat oldu. Yalnız yaşıyorum. Bir sevgilim vardı, adı Yağmur. Nisan ayında doğmuştu. Nisan yağmurlarından almış adını. Yağmur, yağmurlu bir nisan gününde terk etti beni. Kırmızı montu vardı ve sigara içmeme çok kızardı. …
Dahası »Yağmura Yürüyorum
Etraf zifiri karanlık. Sokakta bir başına yanan sokak lambası dışında. O da hemen altında ki bankı aydınlatıyor sadece. Dünya o gün orada bir sokak lambası ve banktan ibaret.. Bankta iki kişi. Bir adam, bir de kadın. Kadının kırmızı montu vardı, adamın ise sigarası. Yağmur yağıyordu, deli gibi. Nefes almak bile zordu. …
Dahası »Adalet
Bazı hayatlar vardır, iki ayrı kişilikte yaşanmak durumundadırlar. Eve geldiğinde başka, işe gittiğinde başka.. Ali çocukluğundan beri hep adil olma özelliği ile bilinirdi. Sektöre ilk olarak okulda sınıf başkanlığı yaparak atılmıştı. Herkese aynı mesafede yaklaşıyordu. Biri hariç. Sen çok konuşuyorsun deyip adının yanına bir çarpı daha attığı arkadaşları da vardı, uslu …
Dahası »